ONX Sigorta’nın logosu hazırlanırken, ofisinde dolap filan boyarken, yüzümü güldüren tek soru vardı: “Konu buralara nasıl geldi?”
İnsan kendi işinin sahibi olmaya nasıl karar veriyordu?
Plaza’da içilen kahvenin dayanılmaz hafifliğine kendini bırakıp yıllar geçirmek varken, risk almaya gerek var mıydı?
Kurumsal hayatta maaş gününün garanti olması karşılığında neleri feda ediyordum?
Kendi işimde neleri feda etmem gerekirdi?
Hadi diyelim kendi işimi yapmaya karar verdim o işler öyle kolay mıydı?
Kendi işinin sahibi olmadan önce alt yapısını nasıl hazırlamalıydı?
İşler oturana kadar geçinebileceği parayı biriktirip sonra mı harekete geçmeliydi?
Sigorta dediğin derya deniz, bilgi eksikliğini tamamlayıp sonra mı acente olmalıydı?
Size bir sır vereyim, kendi işinizi yapmak istediğinizde, doğru zaman, tüm bu soruların zihninizden silindiği zamandır. Ya bu sorulara cevap bulmuşsunuzdur ya da anlamını yitirmiştir. Bir gün benliğiniz bulunduğu yeri kabul etmez. Bulunduğunuz yere yabancılaşır ya da sığamazsınız. Ve hep bir olaylar vesile olur. Kendine karşı dürüst olup, bilgi tecrübene güveniyorsan, azıcık cesaret, birazcık seni destekleyen insanlar, bir bakmışsın yolculuk başlamış.
Biraz sigorta dünyasından bahsedeyim. Sigorta danışmanlığı demek bankada, direkt satış ekibinde ya da acente olarak, toplumdaki bireyleri sigorta sahibi olmaya ikna etmek ve sigortayı kullanması gerektiğinde danışmanlık yapmaktır. Sistem primle çalışır, ne kadar satarsanız ve müşteriler sizden ne kadar iyi hizmet alarak poliçesini devam ettirirse, o kadar kazanırsınız ve kurumsal hayatın içinde ücretli çalışıyorsanız o kadar hızlı yükselirsiniz. Yani en azından olması gereken budur. Yükseldikçe müşteriyle bağınız kopar. Kariyer basamağı denen basamaklar çok fazladır. Üstleriniz astlarınız filan... Acente olduğunuzda ise para kazanmaktan ve acenteliğini aldığınız markayı iyi temsil etmekten sorumlusunuz. Geri kalan yöntem ve ilkeler size kalmıştır. Ast üst ilişkisi yoktur. Mesai sizin mesainizdir. Devlete karşı sorumlu olan sizsinizdir. Her şeyden siz sorumlusunuzdur. Haliyle maaş da yoktur.
Zihnimin yaptığı planlara kalsa yıllarca kurumsal hayatta kariyer basamaklarını zorlaya zorlaya emekli olurdum. Bu sizin benliğinizle uyumluysa lütfen yapın. En başarılı siz olun. Ben bu düzene uyum sağladığımı düşünürken, aslında benliğime (ilkelerime ve yaşam tarzıma) uymadığını gösteren; yıllardır verdiğim emeğin karşılığını almadığımı (benim deneyimim özelinde) fark ettiren olaylar silsilesinin içinde buldum kendimi. Ve yola koyuldum. Öncelikle bu olaylar silsilesi ve buna vesile olan insanlara teşekkür ederim.
İşin özü bu yola hazırlıksız çıktım. Belki de sigortacılığa başladığım 2013 yılından beri hep bu yola hazırlanıyordum. Birçok sigortacı arkadaşım gibi “işim olsun” diye başladığım sigortacılıkla hayatımı kazanmaya başladım. Sigortanın insan hayatında ne derece önemli olduğunu hem kendi yaşamımda hem çevremin hem müşterilerimin yaşamında defalarca gördüm. Mesleğe sıkıca sarıldım. Beni tanıyanlar bu işi ne kadar inanarak, tutkuyla ve adanmışlıkla yaptığımı bilir. Şimdi 10 yıldır severek yaptığım işimi kendi adımla, kendi işim olarak, kendi yöntemlerimle yapabilmenin mutluluğunu yaşıyorum.
Meslekte gerek sigorta danışmanlığı gerek ekip yöneticiliği yaptığım yıllar bana tek bir şeyi öğretti. Herkesin güvenceye ihtiyacı var ve bu ihtiyaç yıllar geçtikçe daha da artacak. Siz müşterilerimizin ihtiyacını doğru çözümleyip, dürüstçe bu ihtiyacı karşıladığımızda işimizi doğru yapmış oluruz. “Öncelik müşterimizin hedefidir” bu yüzden ONX Sigortanın sloganı “Senin İçin, Sana Özel Sigorta” Tüm bu ilkelerle ONX Sigorta’nın yıllar içinde sektörün önemli bir oyuncusu olacağını şimdiden duyurmuş olayım.
Blogdaki bu ilk yazıyı ONX Sigorta’ya hoş geldin demek için yazıyorum. Sigorta ile ilgili çeşitli konularda fırsat buldukça yazmaya devam edeceğim. Keyifle kalın.
Dilara Gezgez